Gebelik öncesi evli çiftlerin kendilerinde veya ailelerinde doğumsal, kalıtsal veya sonradan tanı konmuş kalp ve damar hastalıkları varsa doğacak çocukları etkilenme olasılıklarını önceden bilmeleri uygundur. Örneğin Marfan sendromu, Hipertrofik kardiyomiyopati, ciddi kapak darlığı ve yetersizliğinin bulunması anne ve bebek gelişimi için risk teşkil etmektedir.
Gebelerde Şeker hastalığı, Hipertansiyon, Böbrek hastalığı, Şişmanlık, Sigara kullanımı mevcutsa bunlar bebeğin metabolizmasını etkileyerek gelişimi için tehlike oluşturmaktadır. Bu hastalıkların yakın takibi ve tedavisi sayesinde risk azaltılabilmektedir.
Gebelik süresince normalden fazla kilo artışı, giderek artan nefes darlığı, çabuk yorulma, bacaklarda şişlik, çarpıntı, başağrısı yakınmaları başlamışsa bu bulgu ve yakınmalar kalp yetmezliğine, su ve tuz tutulumunu artışına, kan basıncının yüksek seyretmesine bağlı olabilir.
Sürekli kullanılmakta olan ilaçlar varsa, bebeğe geçip geçmeyeceği veya emzirme süresince anne sütüne geçip geçmeyeceğinin bilinmesi isteniyorsa kardiyolog tarafından değerlendirme yapılıp ilacların değişip değişmeyeceği veya dozun azaltılıp azaltılmayacağı belirlenebilir.
Ateşli Romatizmaya bağlı kalp kapak hastalıkları mevcutsa özellikle ileri kapak darlığı veya yetmezliği durumunda hastanın yakın takibi gerekli olmaktadır.
Protez kalp kapağı nedeniyle vitamin K antagonistleri kullanımı varsa gebenin içinde bulunduğu 3 aylık dönemlere (trimestr) göre ilaç değişimi veya devamı ayarlanmalıdır.
Gebelik sırasında ortaya çıkan tek veya çift taraflı baldır ağrısı, göğüs ağrısı varsa derin ven trombozu sonucu akciğer kanlanmasının bozulması olasılığının dışlanması için hastanın değerlendirilmesi öncelik kazanmaktadır. Böye durumlarda sorunsuz anne ve bebek birlikteliğinin devamı için gebelerin Kardiyoloji Polikliniğine baş vurmaları önerilir.